Kan viskozitesi hipertansiyonu. Evde hamilelik sırasında kan basıncı nasıl düşürülür. Hamilelik sırasında tansiyon nasıl düşürülür
İçerik
Kan Basıncı Düzeyler 4.
Hipertansiyon ve kan viskozitesi
Şekil 4. Eritrosit içi serbest kalsiyum konsantrasyonları.
Top 10 signs of a BLOOD CLOT in your leg (prevent Deep Vein Thrombosis)
Sonuçlar ortalama ± standart hata olarak verilmiştir. Eritrosit içi serbest magnezyum konsantrasyonları. Deney gruplarının tam kan sayımı sonuçları. Hemoreolojik Parametreler 4. Tam Kan ve Plazma Viskozitesi Viskometre kullanılarak 10 rpm hızında ölçülen tam kan ve plazma viskozite değerleri Şekil 4.
Tam kan viskositesi açısından ne 6 haftalık ne de 12 haftalık gruplarda kendi içlerindeki kıyaslamalarda farklılık bulunmamıştır Panel A. Tam kan A ve plazma B viskozite değerleri.
Kan viskozitesi hipertansiyon
Eritrosit Agregasyonu Eritrosit agregasyonunun değerlendirilmesinde kullanılan agregasyon indeksi AI değerleri Şekil 4. H ve HM gruplarının kendi aralarında yapılan kıyaslama sonucunda AI açısından fark saptanmamıştır. Eritrosit agregasyon indeksi AI değerleri. Gelişmekte olan hipertansiyonda magnezyum kullanımı Kan viskozitesi hipertansiyonu ilk aşaması, hipertansiyon gelişimi ile eş zamanlı olarak ve 6 hafta süresince verilen magnezyum tedavisinin kan basıncı ve kanın reolojik özellikleri üzerine etkilerini incelemek amacıyla yapılmıştır.
Bu çalışmanın sonuçları, NOS inhibisyonu ile oluşturulan hipertansiyon modelinde erken dönemde başlanan oral magnezyum tedavisinin yüksek olan kan basıncı üzerinde düşürücü etkisinin bulunduğunu göstermiştir. Ayrıca plazma viskozitesi ve eritrosit agregasyon indeksinde hipertansiyon ile ortaya çıkan artışlar magnezyum tedavisi alan hipertansif grupta önemli azalma sergilemiştir.
Hematokrit düzeyi ve OEH ise hipertansif grupta artış göstermiş ancak magnezyum tedavisi alan hipertansif grupta hipertansif sıçanlara kıyasla önemli bir fark saptanmamıştır.
Serbest Magnezyum Düzeyler
Tam kan viskozitesi, eritrosit deformabilitesi, eritrosit içi serbest kalsiyum ve magnezyum düzeyleri, OEHK, yem-su tüketimleri ve vücut ağırlıkları açısından gruplar arsında fark bulunmamıştır. Magnezyum eksikliği ile hipertansiyon arasındaki ilişkinin hem deneysel hipertansiyon modelleri hem de epidemiyolojik insan çalışmalarıyla 21,22, ortaya konması, magnezyumun hipertansiyon tedavisinde yer alabileceği görüşünün gelişmesine neden olmuştur.
Magnezyumun hipertansiyon tedavisinde etkili bir ajan olup olmadığı konusunda insanlar üzerinde yapılan ve sonuçları birbiriyle çelişen çalışmalar bulunsa da magnezyum alımının hipertansiyon gelişiminin önlenmesinde etkili olabileceği bildirilmektedirMagnezyumun kan basıncı üzerine olan etkisine ilişkin olarak deneysel hipertansiyon modellerinde yapılan çalışmaların sonuçları ise birbiriyle daha fazla uyum göstermektedir.
Bizim çalışmamızda NOS inhibisyonu ile oluşturulan hipertansiyon modelinde de oral magnezyum tedavisinin kan basıncındaki yükselmeyi azalttığı ve bu etkisinin tedavinin altıncı haftasında istatistiksel açıdan önemli olduğu gösterilmiştir.
Hipertansiyonun önemli bir özelliği olan endotel disfonksiyonunu yansıtan ve NOS inhibisyonu ile oluşturulan L-NAME hipertansiyon modelinde plazma magnezyum düzeylerinin değişmediği, ancak eritrositlerde ve çeşitli dokularda magnezyum düzeylerinin düşük olduğu daha önce de gösterilmiştir Çalışmamızda bu bulguyla uyumlu olarak H grubunda plazma magnezyum düzeyinde değişiklik olmazken, eritrosit total magnezyum düzeyleri K grubuna kıyasla düşük bulunmuştur.
Oral magnezyum tedavisi ise hipertansif sıçanlarda hem plazma hem de eritrosit magnezyum seviyelerinde önemli artış oluşturmuştur. Plazma magnezyum düzeylerinde HM grubunda H grubuna kıyasla saptadığımız artış, farklı hipertansiyon modellerinde uygulanan çalışmalarla da uyum göstermektedir 25,34, Ancak plazma magnezyum düzeyi total magnezyum durumunun değerlendirilmesinde tek başına yetersiz olabileceğinden biz çalışmamızda hem plazma hem eritrosit magnezyum düzeylerini inceledik.
Kan viskozitesi hipertansiyonu
Eritrosit magnezyum düzeylerinin de benzer şekilde HM grubunda H grubuna kıyasla artış göstermesi DOCA-tuz hipertansiyon modelinde 25 saptanan sonuçla çelişki göstermekle birlikte SHR modelinde elde edilen sonuçlarla uyum göstermektedir Öte yandan DOCA-tuz hipertansiyon modelinde hipertansif sıçanlarda eritrosit magnezyum düzeyleri normotensif sıçanlardan farklılık göstermezken, SHR modelinde bizim çalışmamızdakine benzer şekilde eritrosit magnezyum düzeyleri düşük olarak bulunmuştur 25, Bu çelişkili sonuçların nedeni hipertansiyon modellerinin ve dolayısıyla da patofizyolojik mekanizmalarının farklılığından kaynaklanıyor olabilir.
Çalışmamız magnezyum tedavisinin kan basıncını düşürücü etki oluşturmasında rol oynayabilecek mekanizmalara ilişkin deney içermemekle birlikte, magnezyumun vasküler tonus olan etlkileri olası mekanizmalar arasında yer alabilir. Magnezyum eksikliğinin hücre içi sodyum ve kalsiyum düzeyinde artışa yol açarak vasküler dirençte artışa ve hipertansiyona yol açabileceği ileri sürülmektedir.
- Yüksek tansiyonlu sosis yiyebilir misin
- Yüksek tansiyon ve sinir sistemi
- Teorik olarak kanın pıhtılaşması ile birlikte birçok fenomen, vazo- aktif maddelerin salınımı sonucu pulmoner hipertansiyon oluşumuna neden olabilir hipertansiyon.
Ayrıca magnezyumun endotel fonksiyonu üzerine de etkili olduğu, endotel kaynaklı kasıcı ve gevşetici ajanların salgılarını etkilemek yoluyla da vasküler tonusun düzenlenmesine katkıda bulunduğu bildirilmektedir. Hücre dışı magnezyum konsantrasyonlarındaki yükselmeye azalmış vasküler direncin eşlik kan viskozitesi hipertansiyonu magnezyumun bu işlevlerine dayandırılmakta ve magnezyumun kan basıncını düşürücü etkileri için birer mekanizma olarak gösterilmektedir.
Periferik vasküler direncin ve doku perfüzyonunun belirleyicilerinden birisinin de kanın akışkanlık özellikleri olduğu bildirilmektedir Kan akımına gösterilen direncin vasküler tonus yanı sıra kanın reolojik özelliklerine de bağlı olmasında kanın basit bir sıvı olmayışının önemi büyüktür.
Kanın sıvı kısmı olan plazmanın ve hücresel elemanlarının büyük çoğunluğunu oluşturan eritrositlerin reolojik özellikleri kan akımına direncin kan viskozitesi hipertansiyonu rol oynar, dolayısıyla periferik direncin belirlenmesine katkıda bulunur 14, Hipertansif hastalarda kan basıncı yüksekliğine, kanın reolojik özelliklerindeki değişikliklerin de eşlik ettiğinin gösterilmesi, bu değişikliklerin periferik direnç artışına katkıda bulunuyor olabileceği düşüncesini ortaya atmıştır Bununla birlikte hipertansiyonda kanın reolojik özelliklerinde saptanan değişikliklerin hipertansiyonun nedeni mi yoksa sonucu mu olduğu henüz net bir cevap bulamamıştır.
Plazma fibrinojen düzeyinde, plazma ve kan viskozitesinde artış, eritrosit deformabilitesinde azalma ve agregasyonunda artma hipertansif hastalarda saptanan hemoreolojik anormallikleri oluşturmaktadır Kanın akışkanlık özelliklerindeki değişiklikler çeşitli deneysel hipertansiyon modellerinde de incelenmiştir.
Sıçanlarda oluşturulan 2K-1C ve DOCA ile indüklenen hipertansiyon modellerinde eritrosit agregasyon indeksinin arttığı, ayrıca 2K-1C hipertansiyon modelinde bu artışa plazma fibrinojen düzeyindeki artışın da eşlik etiği gösterilmiştir Öte yandan L- NAME hipertansiyon modelinde eritrosit agregasyon artışının yanı sıra eritrosit deformabilitesinin de azaldığı ve bu azalışa eritrosit içi serbest kalsiyum düzeylerindeki artışın da eşlik ettiği bildirilmiştir Bu bulgular önceki çalışmalarla uyum göstermektedir.
Öte yandan çalışmamızda, L-NAME ile eş zamanlı olarak magnezyum tedavisi alan HM grubunda hem plazma viskozitesi hem de agregasyon indeksi H grubuna kıyasla önemli azalma göstermiştir.
Bununla birlikte tam kan viskozitelerinde gruplar arası fark bulunmamıştır. Kan reolojik açıdan değerlendirildiğinde, non-Newtonian bir sıvı olmasından dolayı viskozitesi kayma hızına bağlı olarak değişmektedir. Kayma hızının büyük arterlerdeki değerine ulaşmasından sonra ise kan Newtonian bir davranış sergiler, yani viskozitesi kayma hızından bağımsız hale gelir.
Evde hamilelik sırasında kan basıncı nasıl düşürülür. Hamilelik sırasında tansiyon nasıl düşürülür
Bu nedenle çeşitli boyutlardaki damarlarda kan akımı birbirinden farklı karakterler gösterir Laminer akım koşullarında sıvının akışkanlığı sıvı tabakaları arasındaki sürtünme kuvvetiyle belirlenir. Kan dokusu gibi iki fazlı sıvılarda plazmaya ait tabakalar arasındaki sürtünme ikinci fazı oluşturan hücrelerin, bu tabakaları ne ölçüde distorsiyona uğrattığı ile ilişkilidir.
Ayrıca kanın hücresel elemanları, kolay şekil değiştirebilmelerinden dolayı tabakalar arasındaki sürtünmeyi, dolayısıyla kanın viskozitesini azaltabilirlerSonuç olarak iki fazlı bir sıvı olan kanın akışkanlığı her bir fazın reolojik özellikleri ve bu iki fazın birbirine oranına göre değişiklik gösterir.
Buna göre kanın akışkanlığı, plazma viskozitesi, hematokrit değeri ve de kan hücrelerinin reolojik davranışıyla ilişkilidir Bizim çalışmamızda plazma viskozitesi, hematokrit değeri ve eritrosit agregasyon indeksi H grubunda artmış olmakla beraber, eritrosit deformabitesi bu grupta K grubuna benzer bulunmuştur. Tam kan viskozitesinin belirleyicilerinden birisinin eritrosit deformabilitesi olduğu düşünülürse H grubunda tam kan viskozitesinde artış olmayışı deformabilitenin korunmasına bağlı olabilir.
Plazma protein içeriği plazma viskozitesini belirleyen en önemli faktör olarak gösterilmektedir. Molekül kan viskozitesi hipertansiyonu geniş sınırlar içerisinde değişen plazma proteinleri plazma viskozitesinin suya oranla daha yüksek olmasını sağlar. Plazma viskozitesi hastalık sürecinin non-spesifik bir belirtecidir ve akut faz reaksiyonları ile ilgili patofizyolojik durumlarda artar.
Bu artış plazma protein içeriği ile de yakından ilişkilidir. Fibrinojen gibi akut faz reaktanları hastalık sırasında plazma viskozitesindeki artışa önemli ölçüde katkıda bulunur Bizim çalışmamızda plazma fibrinojen düzeyi H grubunda artış eğilimi göstermekle birlikte bu artış istatistiksel kan viskozitesi hipertansiyonu anlamlı bulunmamıştır.
Bu bulgu H grubunda saptanan plazma viskozitesindeki artışa fibrinojen dışında diğer akut faz reaktanlarının ve plazma proteinlerinin de katkısının bulunabileceğini kan viskozitesi hipertansiyonu. Öte yandan L-NAME kullanımıyla oluşturulan NOS inhibisyonunun doz ve süre bağımlı olarak plazma fibrinojen düzeyi üzerine farklı etkilerinin bulunduğu, akut kullanımda artan plazma fibrinojen düzeylerinin kronik inhibisyonda kontrol değerlerine geri döndüğü de bildirilmiştir Plazma proteinleri aynı zamanda eritrositlerin rulo formasyonu oluşturmaları, diğer bir deyişle agregasyonu üzerine de etkilidirler.
Eritrositlerde rulo formasyonu oluşumunu kolaylaştıran plazma ptoteinlerinin başında fibrinojen gösterilmekle birlikte diğer akut faz reaktanlarının ve plazma globulin fraksiyonundaki kan viskozitesi hipertansiyonu de benzer etkiye sahip olduğu bildirilmektedir.
Ayrıca hematokrit değeri, plazma osmolaritesi, pH ve eritrosit yüzey yükleri de eritrosit agregasyonunu etkileyen diğer değişkenleri oluşturmaktadır ,