Mesafe koşusu ve kalp sağlığı
A Beni tanıyan hemen herkes amatör bir ultramaraton koşucusu olduğumu bilir. Ultramaraton, bir maraton mesafesinin üzerinde koşulan her türlü koşuya verilen isimdir; yani 42 km m.
İçindekiler
Bugünkü yazımda bu konuyu irdelemek istiyorum. Konuya giriş yaparken insanın bir biyo-psiko-sosyal bütün olduğunu vurgulamak lazım. Biraz açıklamak gerekirse bir insanın sağlıklı olarak tanımlanabilmesi için biyolojik yapısının yanında psikolojik ve sosyal açıdan da sağlıklı olması gerekmektedir. Daha önceki yazılarımı takip edenler ilk defa egzersiz yapmaya başlayacak bireylere mutlaka bir hekim muayenesi önerdiğimi bilirler.
KALP SAĞLIĞI ÖNERİLERİ
Bununla birlikte ailesinde kalp damar sistemi hastalığı bulunanların ise mutlaka konunun uzmanına muayene olmalarını şiddetle öneririm. Yürümek adım atarak ilerlemek olarak tanımlanan fiziksel aktivite iken koşu basit bir biçimde insanın her iki ayağının da belirli bir periyotla yerden kesilerek vücudunu ileri doğru hareket ettirmesidir.
Yürümenin tarihi koşuya göre oldukça eski. İki ayağı üzerinde hareket etmeye başladıktan çok sonra koşmaya başlamış insan türü; sadece!
O günlerde sadece yürüyebilen insanın, avlanabilmek için zamanla koşu yeteneğini geliştirdiği tahmin ediliyor. Yukarıdaki tanımlardan da anlayabileceğimiz üzere koşu, yürüyüşe göre daha hızlı ve insan vücudunu, yürüyüşe oranla daha fazla zorlayan, yarışmaya açık bir aktivite olduğundan kişinin kalp damar sistemi ve kas iskelet sistemi üzerindeki etkileri yürüyüşe göre çok daha belirgindir. Koşu ile ilgilenenler antrenmanları sırasında kalp hızına göre belirlenen kalp zonlarının kullanıldığını iyi yüksek tansiyon ne yiyip yiyemezsiniz. Bu yazıda detayına girmeyeceğim ama bazı koşu antrenmanlarında interval antrenmanları gibi kişinin ulaşabileceği maksimum kalp hızında antrenman yaptığını belirtmem gerekli.
Tabii ki kalp hızının artışı ve kasların kan ihtiyacının artışı ile birlikte koşu sırasında tansiyonun yükseldiği de aşikar. Kas iskelet sistemi açısından da koşunun pek masum olmadığı ortada; her kilometreyi kat etmek için yaklaşık adım atmak gerekli ve koşu sırasında atılan her adımın başta diz eklemi olmak üzere tüm kas iskelet mesafe koşusu ve kalp sağlığı elemanlarına yüklediği yük ve bunun koşunun tamamında yaratacağı toplam sonuç; pek çok koşucunun yaşadığı kas iskelet sistemi sorunlarının temel sebebi özellikle de bilinçsiz yapılan antrenmanların da etkisi ile.
Bununla birlikte koşmanın yarattığı fiziksel ve psikolojik stres başta kortizol olmak üzere pek çok hormonal süreci de etkilemekte.
Hücresel boyuta indiğimizde ise hücre yaşlanmasını hızlandıran serbest oksijen radikallerinin belirgin biçimde arttığını biliyoruz. Peki biraz da yürüyüşün analizini yapalım. Biraz romantik ve biraz da bilimsel bir tanımlama ile başlayım: Vücudu ılımlı bir tempoda hareket ettirerek yerküre ile teması kesmeden iki ayak üzerinde yol almak.
Tansiyon yüksekliği olan bütün hastalara yaşam tarzı ile ilgili değişiklikler önerilmektedir. Egzersiz ve Yüksek Tansiyon Kan basıncı ilaçlar ile kontrol altına alındıktan sonra, egzersiz programına başlanabilir.
Tanımlamanın kendisi rahatlatıcı bir etkiye sahip; gelin biraz detaya inelim. Yürüme sırasında kalp hızı aerobik egzersizler sırasında artan kas kan ihtiyacını karşılamak için yükselir ancak kalp hızındaki bu arış hiçbir zaman koşu sırasındaki kadar olmaz; hatta kalp hızındaki bu artış kalp sağlığı açısından olumlu etkilere sahiptir. Hem kalp hızının daha dengeli yükselmesi hem de hormonal değişikliklerin daha ılımlı olması sebebi ile yürüyüş sırasında, kalp damar sistemini etkileyecek oranda tansiyon yükselmesi pek görülmez.
Bununla birlikte yürüyüşün doğasındaki yavaş ve kontrollü hareketler bütünü, kas iskelet sisteminin koşudaki kadar hırpalanmasına izin vermez.
- Yaptığımız Egzersizin Ne Kadar Farkındayız: Aerobik Egzersiz
- Uzun mesafe koşusu
- Koş Pheidippides koş! Maraton koşanlar neden ölür? - wolfgang-boehmer.de
- Hipertansiyon Nedir? – Sivrihisar Aile Sağlığı Merkezi
- Hipertansiyonlu buz deliğinde yüzmek mümkün mü
Bunun yanında; yarışma amacı gütmeden sadece antrenman amaçlı hafif tempo düzenli koşunun kalp damar sistemini, kas iskelet sistemini olumlu etkilediğini gösteren bilimsel çalışmalar da mevcut. Hatta ve hatta vücuttaki yaşlanma sürecini yavaşlattığı da gösterilmiş. Kimi hekimler tarafından önerilen kısa ancak yüksek yoğunluklu koşu antrenmanlarını gerek kalp damar sistemi gerekse kas iskelet sistemi üzerinde oldukça ciddi olumsuz etkileri olabilmektedir; hele daha önceden hiç koşmamış birinin yapacağını düşünecek mesafe koşusu ve kalp sağlığı.
Son yıllarda oluşturulan pek çok koşu takımı, koşucuların iş ve rutin gündelik hayatın stresinden sıyrılmaları ve her geçen gün sanallaşan hayatta sosyalleşmeleri için bulunmaz bir nimet. Bu sosyalleşmenin getirdiği psikolojik avantajlar ise cepte kar.
Unutmayın; doğaya ait olan insan doğadan uzaklaştıkça yeni hastalıklar deneyimlemekte ve doğaya dönüş, doğada geçirilecek her dakika bu hastalıkların olasılığını azaltmakta. Şimdi soruyu tekrar soralım: Koşalım mı?
Yürüyelim mi?
Aerobik egzersiz nedir ve hangi sporlar aerobik egzersizdir? Sağlıklı bir yaşamın en önemli sırlarından biri egzersizdir.
Sağlıklı bir hafta dilerim.