Baş ağrısı sorunu birçok sebepten meydana gelmektedir

Periyodik baş dönmesi nedenleri, Birimlerimiz

Otoinflamatuar Hastalıklar 1. Giriş Otoinflamatuar sendromlar çoğunlukla tekrarlayan ateş, akut faz reaktanlarında yükseklik gibi sistemik belirtilerin yanında; döküntü, serözit, artrit, lenfadenopati gibi patolojilerin eşlik ettiği hastalıklardır. Hastalar, ataklar arasında klinik ve laboratuvar olarak çoğunlukla normaldir. Hastalık belirtileri, periyodik baş dönmesi nedenleri hayatın ilk saatleri ile 2.

Migren-Beslenme İlişkisi

Gelişen tanı yöntemlerine rağmen otoinflamatuar hastalıkların tanınmasında halen zorluk çekilmekte ve hastaların doğru tanı almaları gecikebilmektedir. İnflamazom, otoinflamatuar hastalıkların patogenezinde önemli yere sahip, proinflamatuar sitokinlerin interlökin IL -1β vb. İnflamazomun organizmada üstlendiği roller henüz tam olarak anlaşılamamıştır. Poligenik otoinflamatuar hastalıklar grubunda ise; periyodik ateş, aftöz stomatit, farenjit ve adenit PFAPA sendromu, Behçet hastalığı, sistemik başlangıçlı jüvenil idiopatik artrit JIAGut hastalığı, Schnitzler sendromu, spondiloartrit ve tip 2 diyabet gibi birçok otoinflamatuvar bulunmaktadır 6.

Poligenik otoinflamatuar hastalıklar Ailesel geçiş göstermeyen, tekrarlayan ateş ve akut faz reaktan yüksekliği ile birlikte otoinflamatuar hastalıkları düşündüren bulguları olan hastalarda poligenik otoinflamatuar hastalıklar akla getirilmelidir 6.

Gezen baş ağrısı nedenleri

Periyodik ateş, aftöz stomatit, farenjit ve adenit PFAPA sendromu, Behçet hastalığı, sistemik başlangıçlı jüvenil idiopatik artrit JIAgut hastalığı, Schnitzler sendromu, spondiloartrit, tip 2 diyabet ve gibi birçok otoinflamatuvar hastalık bu grupta değerlendirilmektedir 6.

PFAPA sendromu, periyodik ateş, aftöz stomatit, farenjit ve servikal adenitin eşlik ettiği, tekrarlayıcı yüksek ateş atakları ile karakterize, etiyolojisi bilinmeyen bir klinik antitedir. PFAPA sendromunda, ateş her atakta bulunmakla birlikte diğer üç bulgu olan farenjit, aftöz stomatit ve servikal lenfadenopati aynı epizotta görülmeyebilir. Ateş ortalama günlük süreden sonra kendiliğinden veya hastalığın tek geçici tedavi yöntemi olan kortikosteroidlerin uygulamasını izleyen saat içinde düşer 7.

periyodik baş dönmesi nedenleri

Hastalardaki tonsillit tablosu kullanılan antibiyotik tedavilerine yanıtsızdır ve kortikosteroid tedavisinin ardından kriptler hızla kaybolur. Aftöz ülser ise en sık gözden kaçan bulgu olup minör aft karakterindedir ve iz bırakmadan iyileşir 8.

Hastalıklar Ve Tedaviler

Diğer belirtiler arasında başağrısı, karın ağrısı, bulantı, kusma, terleme, titreme, kranial nörit ve nadiren artralji görülebilir. Diğer bir temel özellik ise ataklar arasında hastanın tamamen sağlıklı olmasıdır.

  • Uyku İle İlişkili Baş Ağrıları - Baş Ağrısı Merkezi - Beyin ve Sinir Hastalıkları
  • Gezen baş ağrısı nedenleri
  • Özel Ada Medica Tıp Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları İç Hastalıkları - Nöroloji

Sendrom bazı çocuklarda kronik olmasına rağmen, genellikle 4 ile 8 yıl içinde ken- diliğinden iyileşir. Hastalığa özgü laboratuvar parametreleri bulunmamaktadır. PFAPA tanısı dikkatli bir öyküye ve detaylı muayeneye dayanmaktadır.

  • Baş Ağrısı Migren
  • Makale/ NÖROLOJİK HASTALIKLAR
  • Migren-Beslenme İlişkisi - Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uzmanı

Yakın takip ciddi bir hastalığın diğer var olan semptomlarının erken süreçte belirlenmesine yardımcı olmaktadır. Glukokortikoidler semptomları kontrol etmede oldukça etkilidir. Hastalık diğer JİA altgruplarına göre daha erken başlar yaş.

baş dönmesi

Aktif fazda, günde bir ya da iki kez olan halsizlik ve taşikardinin eşlik ettiği aniden 39°C ve üzerine çıkan ateş pik yapan ateş görülür. Aralıklı ateş, en az 2 hafta boyunca devam eder ve somon pembesi olarak tarif edilen ve geçici eritematöz döküntü eşlik eder resim 1.

Sağlık Müdürlüğü tarafından, itiraz edilen branşla ilgili olarak en az 3 uzman hekimden oluşan bir kurulda sürücü adayının değerlendirilmesi sağlanır. Bu kurul raporuna göre işlem yapılır. Uzmanlar kuruluna da itiraz olduğu takdirde Sağlık Bakanlığınca belirlenecek bir kurul tarafından sürücü adayının değerlendirilmesi yapılır ve karar verilir.

Aktif fazda bazı hastalarda perikardit, plörezi, ya da peritonit gibi serozit tabloları eşlik edebilir. Hastaların tümünde bir veya daha fazla eklemde artrit öyküsü vardır resim 2.

Tedavide kortikosteroidler, non steroid anti inflamatuar ilaçlar, metotrexat, anti IL-1 anakinra, canakinumab ve anti IL-6 tocilizumab ajanları kullanılmaktadır Behçet hastalığı Behçet hastalığı, artmış inflamatuar yanıt ile proinflamatuar sitokinlerin salınımında artış olması ve klinik olarak otoinflamatuar hastalıklara benzerlik göstermesi nedeni ile otoinflamatuar hastalıklar grubunda sınıflandırılmaktadır Hastalık coğrafik olarak ipek yolu üzerindeki bölgelerde sık görülmektedir.

Gelişiminde genetik ve çevresel faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir.

periyodik baş dönmesi nedenleri

Karakteristik bulguları olan, tekrarlayan oral aft, genital aft ve üveitin yanı sıra nörolojik, gastrointestinal sistem GİS ve kas-iskelet sistemine ait bulgularla seyredebilen bir hastalıktır. Altta yatan temel patoloji arter ve venlerde bulunan iltihabi reaksiyondur.

Çoğunlukla kendini sınırlayan bir hastalık olsa da, körlük, santral sinir sistemi SSS tutulumu, gastrointestinal perforasyon gibi önemli morbidite ve mortaliteye neden olabilmektedir.

Genellikle erişkin çağda görülen bu hastalıkta bilinmeyen çevresel faktörlerin önemli rol oynadığı düşünülmektedir Behçet hastalığı özellikle HLA B51 ile ilişkilidir. Hastalığın kesin tedavisi bulunmamakla birlikte tutulum bölgesi ve tablonun ağırlığına göre non steroid antiinflamatuar ilaçlar, kolşisin, kortikosteroid, azotiopurin, siklosporin A, talidomid, suolfosalazin, interferon —α 2a, pulse tedavi kortikosteroid ya da siklofosfamidanti TNF ilaçlar, anti viral ilaçlar, antibiyotikler ve topikal ilaçlar kullanılabilmektedir Pirin, özellikle myeloid hücrelerin sitoplazmasında eksprese edilen ve IL1β bağımlı periyodik baş dönmesi nedenleri negatif düzenleyicilerinden olan bir moleküldür 6.

Bununla birlikte Japon, İtalyan ve Yunanlarda da nadir olmadığını gösteren çalışmalar vardır.

En sık belirtisi horlamadır. Horlama uyku sırasında gürültülü solunumla belirir. Gürültünün derecesine göre horlayan kişiyle aynı yatağı paylaşanı, aynı evde kalanları, hatta komşuları rahatsız eden bu durum uyku sırasında boğazda daralma olmasından kaynaklanmaktadır. Boğazda bademcikler, küçük dil, damak yapısı gibi darlık oluşturan nedenler dışında aşırı kiloluluk, alkol alımı, yorgunluk, uykusuzluk gibi durumlar da horlamayı arttırır.

Türkiyede en yaygın görülen mutasyon MV iken bunu sıklıklarına göre MI ve VA mutasyonlarının izlediği bildirilmiştir Ailevi Akdeniz Ateşi tanılı olgularda klinik genelde 5 yaşından önce ve hemen tamamında ilk 2 dekatta başlamaktadır 18, Ataklar genellikle düzensizdir ve birkaç saat ile gün arasında sonlanmaktadır.

Stres, viral hastalıklar veya bazı ilaçların örneğin metaraminol ve sispilatin kullanımı AAA atağını tetikleyebildiği bilinmekle birlikte, tetikleyici faktör her zaman belirlenememektedir. Hastalarda atak öncesi, rahatsızlık hissi ya da sinirlilik, baş dönmesi, iştah artışı ve değişmiş tat duyusu gibi yapısal, emosyonel veya fiziksel yakınmalar görülebilmektedir 1.

Ateş, özellikle okul öncesi çocuklarda ataklardaki tek semptom olabilmektedir 6. Hastaların atak haricinde; ekstremite ağrısı, myalji ve sakroileit gibi tablolarla da karşımıza çıkabileceği bildirilmektedir İki kriter varlığında AAA tanısı konulduğu bu çalışmada kriterler; saat süren, 3 veya daha fazla ateş atağı, saat süren, 3 veya daha fazla karın ağrısı atağı, tek taraflı göğüs ağrısı, saat uzun süren, 3 periyodik baş dönmesi nedenleri daha fazla eklemde artrit monoartriteforla bacak ağrısı ve aile öyküsünden oluşmaktadır Tekrarlayan ateş varlığında ayırıcı tanıda otoinflamatuar sendromlarının yanı sıra; enfeksiyonlar, immün yetmezlikler ve maliğnitelerinde düşünülmesi ve dışlanması gereklidir.

AAA tedavisinde ana amaç amiloidozun önlenmesidir 6. Çeşitli çalışmalarda kolşisinin AA tipi amiloidoz gelişimini azalttığı gösterilmiştir Kolşisinin çocuk ve adolesanlarda kullanımı ile ilgili olarak; kolşisininin başlangıç dozunun 5 yaş altında 0,5 mg, yaş arasında 1 mg, 10 yaş üzerinde ise 1,5 mg kullanılması önerilmiştir Kolşisinin başlıca yan etkileri ishal ve gastrointestinal intolerans iken, nadir olarak karaciğer fonksiyon bozukluğu, lökopeni ve nöromiyopatiye yol açabildiği bildirilmektedir 6, Böbrek veya karaciğer yetmezliği olan hastalarda kolşisin doz ayarlaması yapılmalıdır.

Baş dönmesi ve denge bozukluğu farkı

Kolşisin, toksikasyonu sonucu hayatı tehdit eden komplikasyonlar gelişebilse de uzun süre kullanımı güvenli olan bir ilaçtır. Kolşisin uzun süreli kullanımı gebelikte dahil olmak üzere yaygın olarak güvenli kabul edilmektedir 1. Sitokrom P sistemini etkileyen ilaçlar da kolşisin metabolizmasını etkileyebilmektedir Kolşisinin sperm fonksiyonu üzerindeki olumsuz etkileri tartışmalıdır 1. AAA hastalarının takibi kronik inflamasyon kaynaklanabilecek olası komplikasyonlar göz önüne alınarak yapılmalıdır 6.

Kolşisin dirençli hastalarda, anti-IL-1 tedavisi ile inflamasyonun gerek klinik, gerek laboratuvar olarak etkin bir şekilde azaltabildiği bildirilmiştir Anakinra anti-IL-1β monoklonal antikorcanakinumab IL-1 reseptör antagonisti ve rilonacept IL-1Trap ile hastalarda olumlu sonuçlar bildirilmiştir Ayrıca atak sırasında kortikositeroidlerin kullanımının da olumlu etkilerinin olduğu bildirilmektedir 6.

Amioidoz çoğunlukla yaşamın erken dönemlerinde başlayan ve şiddetli atakları olan hastalarda görülmekle birlikte, nadir de olsa belirgin atağı olmayan hastalarda da gelişebilmektedir Ataklar arası dönemde yüksek seyreden CRP ve SAA düzeylerinin AA tipi amiloidoz gelişimi için risk faktörü olarak değerlendirilebileceği bildirilmiştir Amiloidoz gelişme riskinde atak sıklığı ve şiddetinin yanı sıra; etnik köken, mutasyon tipi ve çevresel faktörlerde etkili olmaktadır 31, MV mutasyonu, diğer mutasyonlara kıyasla en ağır klinik tabloyu oluşturan mutasyondur 6.

MVK, mevalonik asiti kolesterol, steroid hormonlar, vitamin D, safra tuzları ve isoprenoidlerin sentezinde önemli yeri olan 5- fosfomevalonik asite çevirir.

MKD esas olarak çocukluk çağında görülmektedir. Genellikle gün süren ateş atakları, çoğunlukla kusma ve diyarenin eşlik ettiği şiddetli karın ağrıları ile birliktedir. İrritabilite, servikal lenfadenopati ve splenomegali atak sırasında görülebilmektedir.

Please wait while your request is being verified...

Simetrik oligoartrit veya artralji hastaların çoğunda vardır 1, Ayrıca eritematöz, maküler, makülopapüler, nodüler, ürtikeryal ve morbiliform türde döküntüler ve daha az oranda oral aftöz lezyonlar görülebilir 1, Yakınmalar zamanla azalmakla birlikte, bazı hastalarda erişkin dönemde de devam ettiği bildirilmiştir 1. Amiloidoz genel olarak uzun dönem komplikasyonu olarak beklenmese de, az sayıda hastada bildirilmiştir Ateşli ataklarda nötrofili ve akut faz reaktanlarında yükseklik görülebilir.

Hastalığa serum IgA seviyelerinde yüksekliğin eşlik edebildiği bildirilmiştir Yüksek tansiyona karşı soya sosu sırasında idrarda mevalonik asit düzeyi artışı hastalar için diagnostik değer taşımaktadır 6. Bununla birlikte ateş atakları sık olduğunda anti-TNF ve anti-IL-1 tedavileri gündeme gelmelidir 36, TRAPS; ateş, seröz zarlarda, sinoviyumda, deri, kas, abdominal bölgede inflamasyon ve göz tutulumu ile karakterizedir Hastalığın, çoğunlukla erken çocukluk döneminde başlamakla birlikte, erişkin dönemde de başlayabileceği bildirilmektedir.

periyodik baş dönmesi nedenleri

Ataklar genellikle hafta sürelidir ve genelde yılda atak görülür. Ataklar spontan ya da stres gibi minör tetikleyicilerle başlayabilmektedir 6.

Baş Ağrısı Migren

En çok görülen deri belirtisi, daha çok ekstremitelerde ortaya çıkan eritematöz lezyonlardır. Migratuar karakterde olan bu döküntüler periyodik baş dönmesi nedenleri olarak ekstremitelerde oluşsa da göğüs bölgesinde de oluşabildiği bildirilmiştir. Ürtiker benzeri lezyonlar, plaklar ve yama tarzı döküntüler görülebilen diğer deri belirtileridir 38, TRAPS ataklarının diğer ataklardan önemli ayırt edici özelliklerinden biri de psödosellülit tablosudur.

Torasik ağrı skrotal ağrı, artrit, orbital ödem ve konjonktivit ataklar sırasında görülebilen diğer bulgulardır 1. TRAPS tedavisi hastalığın şiddetine bağlıdır.